Otizm Farkındalık Günü..
Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nilfer ŞAHİN öncülüğünde kurumumuz giriş arenasında “2 Nisan Otizm Farkındalık Günü” için bilgilendirme standı kuruldu.
Vatandaşların bilgilendirildiği stantta Doç. Dr. Nilfer Şahin, pandemi sürecinde özellikle ekran maruziyet süresinin daha çok arttığını; ailelerin çocuklarının dil ve sosyal gelişimleri açısından iyi gözlemlemelerinin birçok rahatsızlıkta olduğu gibi otizm açısından da çok önem arz ettiğini ifade etti.
Otizm, erken çocukluk döneminde başlayan karşılıklı sosyal iletişim ve sosyal etkileşim alanlarındaki yetersizlikler ile birlikte kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlar, ilgiler ya da etkinlikler ile seyreden nörogelişimsel bir bozukluktur.
Otizm terimi kez 1943 yılında Leo Kanner isimli bir psikiyatrist tarafından kullanılmıştır. Son veriler sıklığının 1/44 olduğunu göstermektedir. DSM-5’te ise otizm, alt tanı grubu olmaksızın “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)” başlığı kapsamında yer almaktadır. Çalışmalarda otizmin erkek çocuklarda kız çocuklarına göre daha sık görüldüğü bildirilmektedir. Otizmin sebepleri arasında genetik faktörler, beyin yapısındaki farklılıklar, ileri anne baba yaşı gibi nedenler sayılmakla beraber, bu konuda çalışmalar sürmektedir. Anne- baba tutumu doğrudan otizmin nedenleri arasında yer almamaktadır. Ancak doğru anne baba tutumu otizm tedavisinde oldukça yardımcıdır. Otizmli bireylerin sosyal işlevselliğini arttırma, oyun ve iletişim becerilerini geliştirme, uyumsal davranışlarını geliştirme, işlevsel olmayan davranışlarını azaltma, bilişsel işlevlerini destekleme açısından erken tanının ve uygun özel eğitimin önemi büyüktür.
“Cep telefonu, tablet, televizyon ve bilgisayar gibi teknolojik cihazların çok fazla kullanımı, çocukların öğrenme sürecini ciddi şekilde etkileyebilmektedir. Uygunsuz ve aşırı süre ekrana maruz kalmak, çocuklarda dil ve sosyal gelişimi başta olmak üzere birçok alanda gelişimsel sorunlara yol açabilir. Otizm benzeri bulgular da bu sorunlardan bir tanesidir. Bu nedenle özellikle 0-3 yaş döneminde teknolojik cihazlarla temas halinde olmalarında azami ölçüde kaçınmak çok önemlidir. Göz teması kurmayan, ismi ile seslenildiğinde dönüp bakmayan, 18 ayda kelime düzeyinde konuşmayan, 2 yaşında iki kelimelik cümle kurmayan, oyuncaklara ilgisiz olan ya da amacına uygun oynamayan, akranları ile iletişim kurmayan, etkileşimde bulunmayan ya da daha sonraki dönemlerde kazanılmış becerilerde gerileme ve kayıp gözlenen çocuklar için ebeveynler hiç vakit kaybetmeden çocuk psikiyatrislerine başvurması gerekmektedir.” dedi.