1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası..
02 Nisan 2021

1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası..

            Kurumumuz Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 1-7 Nisan Kanser Haftası kapsamında farkındalık için stant kuruldu. Ön arena poliklinik girişinde kurulan stantta vatandaşlara bilgilendirme yapılarak broşür dağıtıldı. Kanserde erken teşhis ve taramaların önemi vurgulandı. Kişiler KETEM’ler de ücretsiz olarak yapılan kanser taramalarını hakkında bilgilendirildi.

Bütün gün devam eden programda Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Özgür TANRIVERDİ ve  Doç. Dr. Ali ALKAN öncülüğünde  Araştırma Görevlisi Hekimlerimiz  tarafından vatandaşlarımıza bilgilendirme gerçekleştirildi.  Pandemi kuralları çerçevesinde stant MSKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin ÇİÇEK ve beraberindeki heyet ile birlikte Başhekim Doç. Dr. Turhan TOGAN tarafından ziyaret edildi.

“Erken Teşhis Hayat Kurtarır...”

Kanserden korunma, kanser tanısı ve tedavisi konularındaki baş döndürücü ilerlemelere karşın günümüzde kanser sıklığı halen artış göstermektedir. Ayrıca tüm ölüm nedenleri arasında hem ülkemizde hem de tüm Dünyada kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alır.

Kanser hücresinin doğası ve davranış şekli (biyolojisi) ve genetik özellikleri hakkında her geçen gün daha fazla bilgi elde edilmektedir. Özellikle son 10 yılda bu bilgiler ışığında, hedefleyici ilaçlar (akıllı ilaçlar) ve immunoterapi (kanser hücresini bağışıklık sistemine tanıtan ve bağışıklık sistemini aktif hale geçirip kanser hücresini yok eden tedaviler) alanında önemli gelişmeler oldu. Her bir kanser türü veya her bir kanser hastası olmasa bile belirli kanser tiplerinde %20’lere ulaşan bir hasta grubunda bu hedefleyici ilaçlar ve immunoterapi ile metastazlı (başka uzak vücut bölgelerine dağılmış) hastalıkta bile önemli yaşam süresi uzamaları elde edilmiştir.

Sadece ilaçlar ile yapılan kanser tedavileri değil aynı zamanda cerrahi yöntemler, ışın tedavisi (radyoterapi) teknikleri, girişimsel olarak uygulanan tümöre yönelik tedavi biçimleri ve nükleer tıp tarafından verilen radyoaktif tedavilerin de gelişmesi kanserli hastaların iyileşme umutlarını artırmaktadır. Ancak yine de tüm kanserli hastaların neredeyse yarısından fazlası halen tanı konulduğunda ilerlemiş ve iyileşme şansı düşük bir evrede tanı almaktadır. Bu nedenle bireylerin kanser ile ilgili korunma ve tarama yöntemlerine dair farkındalık kazanmaları ve bilgi edinmeleri oldukça önem taşır.

Bir toplumda yaşayan bireyler eğer kanserin farkında iseler ve ulusal kanser tarama programlarına katılıyorlarsa, kanserle savaşta oldukça önemli bir adım atılmış olacaktır. Çünkü bireylerin kanser yapan birçok faktörden uzaklaştıklarında risklerinin azalacağı bilgilerinin artırılması ve ulusal kanser tarama programlarında yer almaları ile bazı kanserlerden iyileşme şansı oldukça yüksektir.

Ulusal ve uluslar arası kılavuzlarda kanser taramalarında yer alan meme, kolon (bağırsak), serviks (rahim ağzı) ve prostat kanserleri ile erken tanı konulan hastaların kanserden iyileştikleri bilgileri nettir. Bununla birlikte genetik veya çevresel kanser risk faktörlerine göre uygun şekilde tarandıklarında akciğer, mide, yemek borusu (özefagus), pankreas kanserlerinde de erken tanı konulabilir ve sonuç olarak kanserden iyileşenlerin sayısı giderek artabilir.

Kanser konusunda toplumda farkındalık sağlanması ve toplum bilincinin geliştirilmesi kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Beslenme, stres, sigara kullanımı, hormonal bozukluklar, hava kirliliği ve radyasyona maruz kalma gibi pek çok neden kanser riskini arttırırken, bu risk faktörlerinden uzaklaşan bireylerde kanser gelişme riski önemli oranda azalabilir.  Kanserden korunma ve kansere erken evrede tanı koyma hedeflerine ulaşılabilmesi için Sağlık Bakanlığı tarafından eylem planları yapılmakta, tütün kontrolü, dengeli beslenme, fizik aktivite ve korunma odaklı kanserle mücadele stratejileri ve toplumsal farkındalık etkinlikleri oluşturulmaktadır.

“1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası” da toplumu bilgilendirme-bilinçlendirme çalışmalarına yoğunluk verilmesi bakımından kanser mücadelesinde oldukça önemli bir yer tutar. Bu hafta içerisinde gerçekleştirilecek olan farkındalık çalışmaları ile toplumda davranış değişikliği sağlayabilecek etkin ve verimli sonuçlar elde edilebileceği unutulmamalıdır.

Bazı kanser türlerinin ortaya çıkmasına neden olan risk faktörleri açıkça bilinmekte ve bazı risk faktörlerinin bireylerden uzaklaştırılması ile kanserin engellenebileceği nettir.

Hem sağlık kurum ve kuruluşları hem de Üniversitelerin Tıp ve Sağlık Bilimlerine ait bölümleri kanserin önlenmesi veya erken tanınması için toplumu bilgilendirme faaliyetleri sürdürmektedir ve bu konu hassasiyetle ele alınmaktadır. Özellikle meme kanseri taramaları (kendi kendine meme muayenesi eğitimi, klinik meme muayenesi, mamografi), serviks kanseri taramaları (servikal smear alınması), kolorektal kanser taramaları (gaitada gizli kan testi) ile birlikte tütün kontrolü, yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite konularında eğitim ve uygulamalar üzerinden toplumun bilinçlendirilmesi bu noktada oldukça önemlidir.

Ülkemize ait verilere baktığımızda, bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve 67.200 kadının kanser tanısı alabileceği ön görülmektedir. Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığı söylenebilir ancak ülkemiz için bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı bilgisi elde edilmiştir.

Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. Ancak kalıtsal (genetik) ve çevresel birçok risk faktörü tanımlanmıştır. Kansere neden olan risk faktörlerinden yaş, cinsiyet, ırk ve ailesel genetik yatkınlık önlenemez risk faktörleri arasında sayılır. Buna karşın bu faktörlere ek olarak kanser riskini artıran çevresel faktörler ise önlenebilir ve kanser gelişme riskini önemli oranda azaltabilir.  Bu çevresel risk faktörleri;

- Sigara, Tütün ve Nargile alışkanlığı,  

- Alkol kullanımı,

- Uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma,

- Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma,

- Bazı kimyasal maddelere çevresel veya mesleki olarak maruz kalma (katran, benzin, boya maddeleri, asbest vb.),

- Hepatit B,  Hepatit C, İnsan Papilloma Virüs, Sitomegalovirüs, Ebstein- Barr Virüsü ve HIV gibi bazı virüsler,

- Helicobacter Pylori gibi bazı bakteriler, hava kirliliği, radyasyona maruz kalma,

- Kötü beslenme alışkanlığı,

- Aşırı sıcak içecek veya besin tüketimi, olarak sayılabilir.

Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir. Çoğu kanser türü belirti verene kadar fark edilmeden vücutta sinsi bir şekilde ilerleyebilir ve sadece bir organın fonksiyonunu bozduklarında, boşluğu olan bir organ veya vücut yapısını tıkadıklarında belirti verebilirler ya da bir çok diğer enfeksiyon ya da Romatolojik hastalıkta da görülebilen  kilo kaybı, ateş, gece terlemesi, kanama, iştahsızlık gibi belirtiler ile kendilerini gösterebilir.

Bu nedenle bireylerin bazı belirtilerde kanser tanısının da olabileceğini düşünmeleri ve

kendilerindeki bu belirtilerini önemsemeleri gerekebilir: 

  • Normal olmayan bir kanama veya akıntı,
  • Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan şişlik, ağrı ve sertlikler,
  • İyileşmeyen yaralar,
  • Uzun süreli ses kısıklığı ve öksürük,
  • Yutkunma güçlüğü,
  • Hazımsızlık,
  • Kilo kaybı ve iştahsızlık,
  • Ani gelişen işitme kayıpları ve kulak akıntısı,
  • Derideki benler ve siğillerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişiklikleri,
  • Büyük ve küçük abdest alışkanlıklarında değişiklikler…

 

Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi ile birlikte ülkemizde de ilk sıralarda yer alan meme, rahim ağzı (serviks), bağırsak (kolorektal) kanserleri için toplum tabanlı tarama programları yürütülmektedir.

Toplum tabanlı kanser taramalarında Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) oldukça etkin ve önemli bir yer alır.  Bunun yanı sıra hastanelerde açılan meme poliklinikleri ile TSM –AÇSAP ve Aile Hekimleri taramalara büyük destek vermektedirler. Böylece kanserle mücadelede Sağlık Bakanlığımız çalışmalarını oldukça başarılı bir şekilde yürütmektedir.

Erken tanı ve önleme çabalarına karşın yine de ileri evrede tanı alan kanserli hastalarda biz Tıbbi Onkoloji uzmanları olarak kanseri yenmeye, hastalarımızı iyileştirmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte eğer tam iyileştiremeyeceğimiz bir kanser tipi ya da ileri evrede tanı konulan bir hasta söz konusu ise amacımız hastanın kanserini kronik bir hastalık haline getirme çabasına dönüşüyor. Ayrıca kansere karşı özellikle tüm hekimlerin vicdani sorumluluğu şeklinde tanımlanan palyatif bakım konusunda da diğer branş hekimlerimizden kanser tedavisi sırasında destek bekliyoruz.




  • kanser (22).JPG
  • kanser (1).JPG
  • kanser (10).JPG
  • kanser (11).JPG
  • kanser (12).JPG
  • kanser (13).JPG
  • kanser (14).JPG
  • kanser (15).JPG
  • kanser (16).JPG
  • kanser (17).JPG
  • kanser (18).JPG
  • kanser (19).JPG
  • kanser (2).JPG
  • kanser (20).JPG
  • kanser (21).JPG
  • kanser (23).JPG
  • kanser (24).JPG
  • kanser (3).JPG
  • kanser (4).JPG
  • kanser (5).JPG
  • kanser (6).JPG
  • kanser (7).JPG
  • kanser (8).JPG
  • kanser (9).JPG