Tıbbi Onkoloji Uzmanımız Doç. Dr. Özgür TANRIVERDİ “DÜNYA KANSER GÜNÜ” Hakkında Bilgilendiriyor.
“Erken Teşhis Hayat Kurtarır..”
Tanı ve tedavi seçeneklerindeki baş döndürücü ilerlemelere karşın kanser sıklığı günümüzde halen sıktır ve tüm ölüm nedenleri arasında hem ülkemizde hem de tüm Dünyada kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alır. Kanser hücresinin doğası ve davranış şekli (biyolojisi) ve genetik özellikleri hakkında her geçen gün daha fazla elde edilen bilgi ile hedefleyici ilaçlar (akıllı ilaçlar) ve immunoterapi (kanser hücresini bağışıklık sistemine tanıtan ve bağışıklık sistemini aktif hale geçirip kanser hücresini yok eden tedaviler) alanında önemli gelişmeler oldu. Her bir kanser türü veya her bir kanser hastası olmasa bile belirli kanser tiplerinde %20’lere ulaşan bir hasta grubunda bu hedefleyici ilaçlar ve immunoterapi ile metastazlı (başka uzak vücut bölgelerine dağılmış) hastalıkta bile önemli yaşam süresi uzamaları elde edilmiştir. Sadece ilaç tedavileri değil cerrahi yöntemler, ışın tedavisi (radyoterapi) teknikleri, girişimsel olarak uygulanan tümöre yönelik tedavi biçimleri ve nükleer tıp tarafından verilen radyoaktif tedavilerin de gelişmesi kanserli hastaların iyileşme umutlarını artırmaktadır. Ancak yine de tüm kanserli hastaların neredeyse yarısından fazlası halen tanı konulduğunda ilerlemiş ve iyileşme şansı düşük bir evrede tanı almaktadır. Bu durum hastaların kanser farkındalığı, ulusal kanser tarama programlarına katılmaları, kanser yapan birçok faktörden uzaklaştıklarında risklerinin azalacağı bilgilerinin artırılması ile düzeltilebilir ve erken tanı konulması sağlanabilir.
Kanser konusunda toplumda farkındalık sağlanması ve toplum bilincinin geliştirilmesi kanserle mücadelede en etkili yöntemlerin başında gelmektedir. Beslenme, stres, sigara kullanımı, hormonal bozukluklar, hava kirliliği ve radyasyona maruz kalma gibi pek çok neden kanser riskini arttırırken, kanserden korunmak ve erken teşhiste hedefe yönelik kanser eylem planları yapılmakta, tütün kontrolü, dengeli beslenme, fizik aktivite ve korunma odaklı kanserle mücadele stratejileri oluşturulmaktadır.
“4 Şubat Dünya Kanser Günü” toplumu bilgilendirme-bilinçlendirme çalışmalarına yoğunluk verilmesi nedeniyle kanser mücadelesinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Etkin ve verimli olarak, toplumda davranış değişikliği sağlayabilecek faaliyetlerle değerlendirilmesi ve kanserde erken teşhisin önemi unutulmamalıdır.
Tüm sağlık kuruluşları ve ilgili kurum ve kuruluşlarca, özellikle meme kanseri taramaları (kendi kendine meme muayenesi eğitimi, klinik meme muayenesi, mamografi), serviks kanseri taramaları (servikal smear alınması), kolorektal kanser taramaları (gaitada gizli kan testi), tütün kontrolü, yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite konularında eğitime ve uygulamalarına odaklanılmaktadır.
Hastanemiz Tıbbi Onkoloji Uzman Hekimi Doç. Dr. Özgür TANRIVERDİ’ye Kanser Nedir? diye sorduk;
“Kanserin vücutta normal hücrelerin anormal çoğalması ve kendi başlarına vücudun diğer fonksiyonlarını bozacak şekilde vücudu istila etmesi olduğunu söyledi.
TANRIVERDİ, “Günümüzde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanser en önemli sağlık sorunlarımız arasında başı çekmektedir. Bunların birçok nedenin de aslında önlenebilir nedenler olarak sayılmakta” dedi.
Bazı kanser tiplerinin nedeni açıkça belli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Tanrıverdi "Mesela akciğer kanseri sigara kullanımı ile ilgili ancak unutulmamalıdır ki sigara diğer bir çok kanser tipi için de risk faktörüdür. Bunun yanı sıra genetik bazı faktörler, şişmanlık, hormonal bozukluklar gibi nedenler de söz konusudur. Bunları şunun için önemsiyoruz. Bazı kanserler acaba önlenebilir mi? sorusu gündemde. Evet, önlenebilir eğer bu risk faktöründen uzaklaşırsak kanserin sıklığını ve oluşa bilecek neticelerini de önlemiş oluruz. Çünkü günümüzdeki tüm tedavi seçeneklerindeki ilerlemelere rağmen hala kanser önemli bir ölüm nedeni ve hastaların neredeyse %40'ından daha fazları ileri evrelerde tanı almakta. Günümüzde "akıllı" ilaç" olarak isimlendirilen tedavi ajanlarının da çoğunun sadece belirli bir özelliğe sahip kısıtlı hasta grubunda (kanser tipine göre değişmekle birlikte %11-45 arasında bir hasta grubu) fayda sağlayabileceği, uzun sağ kalım sağlamalarına rağmen onların da yan etkilerinin olduğu unutulmamalıdır. " sözleri ile bilgilendirmesine devam etti.
TÜRKİYE’DE GENEL DURUM
• Ülkemizde ki en son resmi rakamlar değerlendirildiğinde bir yıl içerisinde yaklaşık 96.200 erkek ve 67.200 kadının kanser teşhisi aldığı tahmin edilmektedir.
• Son 5 yıl verileri değerlendirildiğinde; kanser sıklığında herhangi bir artış ya da azalış olmadığı söylenebilir
• Türkiye’de yılda 163.500 civarında yeni kanser vakası teşhis edilmektedir.
• Ülkemizde bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi aldığı söylenebilir.
• Türkiye’de görülmekte olan kanserin sıklığı Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika gibi gelişmişlik düzeyi yüksek olan ülkelere göre daha düşüktür.
Kanserin nedenleri nelerdir?
Kanserin sebebi henüz kesin olarak bilinmemektedir. Kanser hastalığı için iki grup risk faktörü vardır. Kanser için risk faktörleri yaşam şekillerine, yaşa, cinsiyete ve aile öykülerine bağlı olarak değişir. Bir başka risk grubu ise çevresel faktörlerdir.
• Sigara alkol kullanımı,
• Uzun süre ve tehlikeli saatlerde güneş altında kalma,
• Aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma,
• Bazı kimyasal maddeler (katran, benzin, boya maddeleri, asbest vb.)
• Bazı virüsler,
• Hava kirliliği,
• Radyasyona maruz kalma,
• Kötü beslenme alışkanlığı
• Kanserin belirti ve bulguları köken aldığı doku ve organlara göre değişir.
Vücudunuzu Dinlemelisiniz…
Vücudumuzun her hangi bir yerinde;
• Normal olmayan bir kanama veya akıntı,
• Vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkan şişlik, ağrı ve sertlikler,
• İyileşmeyen yaralar, Uzun süreli ses kısıklığı ve öksürük, yutkunma güçlüğü, hazımsızlık,
• Ben ve siğillerde meydana gelen büyüme, kanama, renk değişikliği, yara…
• Büyük ve küçük abdest yapmakta ki değişiklikler,
• Bu değişiklikler görüldüğünde bir hekime başvurmayı ihmal etmeyiniz…
Erken teşhis; hastanın tedavi şansını artırır, tedavisini kolaylaştırır, tedavi giderlerini azaltır, doku ve organ kayıplarını önler, sakatlık bırakmaz.
En Sık Görülen Kanser Tipleri
*Meme kanseri
*Akciğer kanseri
*Prostat kanseri
*Mide kanseri
*Kalın barsak kanseri
*Rahim ağzı kanseri
Kanser Taramaları
Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi ile birlikte ülkemizde de ilk sıralarda yer alan meme, rahim ağzı (serviks), bağırsak (kolorektal) kanserleri için toplum tabanlı tarama programları yürütülmektedir. Tüm kadın kanserleri vakaları içerisinde, taranan kadın kanseri türlerinin payı %35’tir.
“Kanserle mücadelede erken teşhis hayat kurtaracağını” kaydeden Doç. Dr. Tanrıverdi” Şunu unutmamak gerekir ki bu taramalar ile saptadığımız bazı kanserler de ne kadar erken tanıya ulaşırsak bunlarda tedavi şansımız ve hayat kurtarma şansımız da bir o kadar artmaktadır. Toplum tabanlı kanser taramalarında; 81 ilde en az bir tane olmak üzere toplamda 208 KETEM (Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) bulunmaktadır. Hastanelerde açılan meme poliklinikleri. Ayrıca Bunlara ek olarak son yıllarda TSM –AÇSAP ve Aile Hekimleri taramalara büyük destek vermektedirler. Böylece kanserle mücadelede Sağlık Bakanlığımız çalışmalarını oldukça başarılı bir şekilde yürütmektedir. Meme kanseri, rahim ağzı kanseri, bağırsak kanseri bunlardan ilk sırada saydığımız ve ulusal kanser tarama politikası içerisinde artık sıklıkla ve çok daha kolay bir şekilde yerine getirile bilir tarama programlarıdır. Buradaki amaç şu, eğer tanı gecikirse, başka bir organa sıçrama dediğimiz metastaz durumu oluyorsa artık ileri evre kanserden söz ediyoruz ve bu durumda kanseri tamamen yok etmek, tedavi mümkün olmuyor. Daha çok hastalığı durdurma yoluna gidiyoruz. Tedavilerimizi buna yönelik oluyor, tabi bu süreçte sıkıntılı dönemler yaşanıyor” dedi.
“Muğla için konuşacak olursak verilerin ülkemiz ile uyumlu olduğunu görüyoruz. Fakat şunu vurgulamak lazım, sözlerimin başından beri söylediğim gibi “erken teşhis çok önemli” Çünkü biz kanseri yenmeye hastalarımızı iyileştirmeye çalışıyoruz, kanser bir savaşsa genel olarak da algısı ölüm ile karşılık buluyor. Bizim amacımız ise bunu kronik bir hastalık haline getirmek olmalı. Bu çaba içerisinde hastalarımızdan, hasta yakınlarımızın ve diğer branş hekimlerimizden kanser tedavisi sırasında destek bekliyoruz. Kanser tedavisinde kullandığımız ilaçların yan etkilerini düzenlemesi ve başta ağrı, sıvı desteği veya diğer yan etkilerden müzdarip olan hastaların yönetilerek en iyi destek tedavilerinin sağlanması tüm branş hekimlerinin de destekleri ile mümkündür. Aynı şekilde son dönem kanser hastasının ve bu dönemdeki hastanın yakınlarının da tüm hekimlerin desteğine ihtiyaç duyduğu önemli bir gerçektir. Sözlerimi burada sonlandırırken tekrardan hatırlatmak istiyorum “Erken teşhis hayat kurtarır”.
Çok değerli hekimimiz Sayın Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür TANRIVERDİ’ ye teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz..