Kurumumuz
hekimlerinden Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr.Suzan
Demir Pektaş yaz aylarında sıcak çarpmaları ve güneşten korunma yöntemlerine
dair bilgilendirme bulundu.
Korunmasız güneş maruziyeti, deri
kanserlerinin önlenebilen risk faktörlerinin başında gelir. Özellikle çocukluk
ve ergenlik dönemindeki güneş yanıkları, ileride gelişebilecek deri kanserleri
açısından çok risklidir.
Güneşten korunma hakkında bilgi sahibi
olmak ve güneşten koruyucuları kullanma alışkanlığı kazanmak önemlidir.
Güneşten korunmada dikkat edeceğimiz en önemli nokta özellikle güneş
ışıklarının en dik olduğu saatler olan 10:00-14:00 saatleri arasında güneşten
kaçınmaktır. Yalnızca açık ve güneşli havalarda değil, bulutlu ve kapalı
günlerde de ultraviyole(UV) ışınlarının %80’i dünya yüzeyine ulaşır. Normal
pencere camının UVB’yi geçirmediği, ancak UVA ışınlarının geçmesine engel
olmayacağı da unutulmamalıdır.
Giysilerimiz güneşten korunmada önemli
bariyer oluştururlar. Yaz aylarında sıcaklarda açık renkte ve rahat kıyafetler
tercih edilmeli, geniş kenarlı ışık geçirmeyen dokuma şapka ve korumalı güneş
gözlük kullanımına dikkat edilmelidir. Solmuş veya ıslanmış giysilerin koruyucu
özelliği daha düşüktür. Güneş ışınlarının gözdeki etkilerini ve katarakt
oluşmasını önlemek için tam UVA-UVB filtreli güneş gözlükleri kullanılmalıdır.
Güneşten
koruyucular, güneşe karşı önemli bariyerlerimizdir. Güneş koruma faktörü (=SPF)
2-12 olan ürünler minimal, SPF 12-30 olan ürünler orta derecede, SPF 30’un
üstündeki ürünler yüksek koruma sağlar.
Güneşten koruyucular doğal deri rengine
uygun şekilde seçilmeli, açık tene sahip kişiler daha yüksek koruma faktörlü
kremleri tercih etmeli, ancak koyu tene sahip olunsa da yani her deri tipinde
güneş koruyucular kullanılmalıdır. Açık tenli kişilerde güneş yanığı olasılığı
daha fazladır. Güneşten koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma
sağlayan geniş spektrumlu ürünler seçilmelidir. Güneşten koruyucular içindeki “fiziksel
koruyucular” güneş ışınlarını fiziksel olarak engellediklerinden (ör: çinko
oksit veya titanyum dioksit), geniş spektrumlu ürünlerde kimyasal koruyucularla
birlikte kullanılırlar. Ortalama güneş alan bölgelerde kış aylarında SPF 15
kullanımı yeterli olsa da, yaz aylarında bu değer yetersiz kalır. SPF 15’ in
altında koruma kullanılmamalı, yaz ayları için de en az 30 koruma faktörlü
kremler kullanılmalıdır.
Güneşten
koruyucular, dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli,. 2-4 saatte bir
yenilenmelidir. Güneşe çıktıktan 30 dakika sonra yapılacak ilk tekrarın
etkinliği arttırdığı bildirilmektedir. Denizde, suda uzun süre kalınacağı
dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular
yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. Güneşten
koruyucuların etkili olabilmeleri açısından bol miktarda kullanımları çok
önemlidir.Özellikle çocuklarda yanaklar, burun,ense, ayak üstü ve omuz kadar
kulaklarda da güneş yanığı görülmesi nedeniyle bu bölgelere de koruyucu sürülmesi
ihmal edilmemelidir. Güneşten koruyucuların UV’ye maruz kalan tüm
alanlara yeterli kalınlıkta, katman oluşturacak şekilde ovalamadan uygulanması
gerekir. İdeal olarak kremler 2 mg/cm2 sürülmelidir. Bu miktar sadece yüz
dikkate alındığında kabaca 1/3 çay kaşığı kadardır. Bu miktarın dörtte biri
sürüldüğünde, ürünün koruyuculuğu 8 kat düşmektedir. Güneşten koruyucular,
güneşe maruziyet süresini uzatabilmek için kullanılmamalıdır; çünkü böyle bir
kullanım bazı güneşten koruyucular tarafından filtre edilmeyen ya da daha az
filtre edilen dalga boylarına maruziyeti artırabilir. Güneş koruyucular aşırı
sıcaklarda ağzı açık bırakılmamalı, bir önceki yıldan kalma ürünler, tarihi
geçmiş olanlar kullanılmamalıdır.
Çocukluk
çağında, bir ya da daha fazla su kabarcıklı güneş yanığı, kişinin melanom yani
deri kanseri geliştirme olasılığını iki kattan fazla arttırır. Kişiler tüm
yaşamları boyunca alacakları toplam UV’nin %50’sine yaşamlarının ilk 20 yılında
maruz kalmaktadır. Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunması, ileri
yaşlarda gelişebilecek deri kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir.
6 aydan küçük bebeklerin uzun süreli direkt
güneş maruziyetinden korunması, münkünse güneşe çıkartılmaması, 6 aydan sonra
ise yüksek koruma faktörlü fiziksel koruyucu içeren ürünlerle korunmaları
gerekmektedir.
Güneşten koruyucu kullanımının D vitamini
sentezine engel olacağı korkusu hastaların korunmadan kaçınmalarına neden
olmuştur. Oysa, sadece yüz ve el sırtlarının güneşe günde 10-20 dakikalık
maruziyeti, düzenli güneş koruyucu kullanılsa dahi en yüksek vitamin D
üretimini sağlar. Bronzlaşma, D vitamini üretimini azaltır. Artan yaşla
birlikte deriden D vitamini sentezi ileri derecede azalır. Bütün bu sebeplerden
dolayı, D vitamini eksik olduğu takdirde, sentezi için kansere yol açabildiği
kesin olarak bilinen güneş ışınları yerine, dışarıdan D vitamini desteği alarak
bu eksiğin giderilmesi önerilmektedir.
Yaz
aylarında güneş çarpmaları ve aşırı sıcağa maruz kalınmaması cilt ve vücut
sağlığı açısında çok önemli olup kronik rahatsızlığı bulunan bireylerin, hamilelerin
ve çocukların sıcaklığın yüksek
seviyelere ulaştığı saatlerde dışarıya çıkmaması, günlük sıvı tüketimini
arttırması ve mevsimine uygun sebze- meyve tüketilmesine özellikle dikkat etmesi
gerekmektedir.