Hastanemizde ilk Endovasküler işlem (EVAR-TEVAR) yapıldı…
09 Temmuz 2020

Hastanemizde ilk  Endovasküler işlem (EVAR-TEVAR) yapıldı…

82 yaşındaki hastamıza 2 ayrı anevrizmasına eş zamanlı tek bir endovasküler (kapalı) operasyonla (EVAR-TEVAR) tamir işlemini başarıyla gerçekleştirildi.

Anevrizma; vücuttaki damarların çapının artması, genişlemesi ve balonlaşmasıdır. Vücudun tüm damarlarında görülebilmekle birlikte en sık rastlandıkları bölge; kalpten çıkarak tüm vücudumuza kan dağılımını sağlayan Aort damarının göğüs boşluğu ve karın boşluğu içerisindeki kısmıdır. Aort anevrizmaları sıklıkla hipertansiyon ve damar sertliği (ateroskleroz) zemininde gelişmektedir.

Aort anevrizmalarının en korkulan yanı genellikle herhangi bir belirti ve bulgu vermemeleridir. Bu durum neticesinde oluşan ani damar yırtılması ve iç kanama, yüksek oranda (%80-90) ölümle sonuçlanabilmektedir. Aort anevrizmaları genellikle hipertansiyon, kalp hastalığı gibi sebepler ile yapılan araştırmalar esnasında tespit edilmektedir. Nadiren çok büyük anevrizmalar karın/sırt ağrısı ve özellikle zayıf kişilerde karında hissedilen kitle, şişlik şikayeti ile fark edilebilmektedir.

Normal çapı 2-2.5 cm olan aort damarının çapının 5.5 cm ve üzerinde saptandığı durumlarda anevrizmanın yırtılma ihtimali olduğu için cerrahi müdahale etmek gerekmektedir. 5.5 cm den küçük anevrizmalar 6 ay veya 1 yıl aralıklarla takip edilmektedir. Takip eden kalp damar cerrahisi hekimi tarafından damarın büyüme hızına ve çapına göre uygun zamanda cerrahi müdahale kararı verilmektedir.

Günümüzde  aort anevrizmalarının tedavisi 2(iki) cerrahi yöntem ile yapılmaktadır.

  • Açık Operasyon:  Anevrizmanın aort damarını etkilediği kısmına göre değişmekle beraber genellikle göğüs veya karının  boşluğu açılıp damarın genişlediği bölgenin üst ve alt kısımlarından dolaşımın durdurulup,  genişlemiş damarın suni bir damar ile değiştirildiği büyük bir operasyondur.
  • Kapalı “Endovasküler” yöntem: Genellikle kasık bölgelerinde yapılan 3-4 cm’lik kısa kesilerden, kasık damarı yolu ile karın ve göğüs boşluğundaki genişlemiş damar bölgesine anjiografi eşliğinde ulaşılır. Genişlemiş damarın üst ve alt kısımlarının arasına içi stent ile desteklenmiş suni bir damar yerleştirerek anevrizma damarının kapatılması gerçekleştirilir.

Bu iki cerrahi yöntemden hangisinin, hangi hastaya ve hangi anevrizmaya uygulanacağına damarlarının anatomik yapısı, hastanın yaşı ve ek hastalıkları göz önüne alınarak kalp damar cerrahisi hekimi tarafından karar verilmektedir.

Endovasküler (kapalı) yöntem özellikle ileri yaş ve açık cerrahi riskinin yüksek olduğu hastalarda tercih edilmektedir. Endovasküler yöntemin, hastanın büyük bir açık bir ameliyat geçirmemesi sebebiyle iyileşme süresinin, hastanede ve yoğun bakımda yatış sürelerinin daha kısa olması ve ameliyatta kan kullanma oranın yok denecek kadar az olması gibi avantajları bulunmaktadır.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniğinde 82 yaşında KOAH (Akciğer yetersizliği) bulunan ve daha önceden beyin kanaması geçirmiş olan hastamız Mustafa  ÖNAL’nın  aort damarının hem göğüs kafesi içerinde (inen aort) hem de karın boşluğu içerisinde bulunan (abdominal aort) 5.5 ve 7 cm’lik  2 ayrı anevrizmasına eş zamanlı tek bir endovasküler (kapalı) operasyonla (EVAR-TEVAR) tamir işlemini başarıyla gerçekleştirdik.

Kurumumuzda yapılan  “Endovasküler işlem (EVAR-TEVAR)” Muğla ilimizde bir kamu hastanesinde gerçekleştirilmiş ilk kapalı anevrizma tamiri işlemi olup hastamız işlem sonrası 3. günde şifa ile taburcu edilmiştir.