Prostat: İdrar torbasının (mesane) hemen altında yer alan, içerisinden idrar kanalının geçtiği bir salgı bezidir. Erkeklerde üreme ile ilgili bir organ olan prostat bezinin asıl görevi meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır. Erkekler yaşlandıkça bu bezler büyüyebilir ve zamanla kişilerde idrar yapmakla ilgili sıkıntılar oluşturabilir. Normal durumda sağlıklı bir bireyde yaklaşık bir ceviz boyutundadır.
Dünya’da yılda bir milyondan fazla erkek prostat kanseri tanısı alıyor ve bu sayının 2040 yılında 3 milyona kadar çıkacağı tahmin edilmekle beraber; Prostat kanserinde, bez içerisinde kanser hücreleri gözlemlenir. Yaşlanmayla birlikte daha sık ortaya çıkan prostat kanseri dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de erkek kanserleri arasında yüz binde 40,3 görülme sıklığı ile akciğer kanserinin ardından ikinci sırada yer alır.
Prostat kanseri ise prostat dokularında kötü huylu (malign) tümöral hücrelerin oluşması ve çoğalması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, prostat kanseri erkeklerde yeni tanı konulan kanserlerin neredeyse %15’ini oluşturmakta. Prostat kanserine bağlı yıllık ölüm sayısı ise 300 bin üzerindedir. Ülkemizde prostat kanseri alan hasta sayısı ise yıllık yaklaşık 20 bin civarındadır.
Erken evre prostat kanserinde nadiren idrar yaparken zorlanma ve sık idrara çıkma gibi semptomlar ortaya çıkmaktadır. İleri evre prostat kanserinde dahi bu semptomlar görülmeyebilir.
Prostat kanseri tanısında kanda bakılan prostat spesifik antijen (PSA) testi, parmakla rektal muayene ve muayene sonrasında kanser şüphesi var ise prostat multiparametrik manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile birlikte prostat biyopsisi kullanılmaktadır.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği’mizde prostat kanseri tanısı için gerekli yöntemlerin tamamı kullanılmaktadır. Özellikle multiparametrik MR’ın 3 tesla çözünürlükte olması ve bu konuda uzmanlaşmış tek radyoloji uzmanı tarafından yorumlanıyor olması tanı aşamasındaki avantajları oluşturmaktadır. Ayrıca multiparametrik MR’da saptanan şüpheli lezyonlardan kognitif füzyon yöntemi ile biyopsi alınmaktadır.
Transrektral prostat biyopsisine ek olarak kliniğimiz bünyesinde lokal anestezi altında perineal prostat biyopsisi de uygulanmaya başlanmıştır.
Bu yöntemlerin herhangi biri diğerinin yerine kullanılamaz. Sadece parmakla rektal muayene ile hastaların 5’te birinde prostat kanseri şüphesi saptanabilmektedir.
Üroloji kliniğimizde bütün üroonkolojik cerrahiler yapılabilmekte, prostat kanseri için ise açık radikal prostatektomi ameliyatı uygulanmaktadır. Hizmete açılmış olan radyasyon onkolojisi merkezimizde prostata yönelik radyoterapi (ışın tedavisi) uygulanmaya başlanmıştır.
Hastalığın erken tanısı için ailesinde prostat kanseri bulunan erkeklerin rutin kontrollerini 40 yaşında, bulunmayanların ise 50 yaşından sonra üroloji hekimine yılda 1 kez muayene olması önerilmektedir.
Son yıllarda prostat kanseri tanısı artmaktadır ancak bu durum daha çok erken evre hastalıkların yakalanması sonucundadır. Erken tanı hayatınızı kurtarır.
Diğer kanserler ile karşılaştırıldığında, prostat kanseri erken tanı aldığında en yüksek 5 yıllık yaşam beklentisine sahip olan kanser tiplerinden biridir. Bu durum erken tanının önemini bir kez daha da arttırmaktadır.
Maalesef prostat kanserini engellemek için yeterli kanıt seviyesine ulaşabilmiş bir yöntem bulunamamıştır.
Prostat kanseri ile ilgili gerçekler.
• Erken evre prostat kanseri çoğu zaman belirti vermez.
• Ülkemizde yaklaşık 12 erkekten birinin prostat kanserine yakalandığı tahmin edilmekte.
• Prostat kanseri riski yaş ile birlikte artmakta (prostat kanseri hastalarının yarısı 60-69 yaş arasında).
• Ailede prostat kanseri hastası varlığı prostat kanserine yakalanma riskini arttırmakta.
• Bir erkeğin prostat kanserine yakalanma olasılığı kalın barsak, böbrek, cilt kanseri ve mide kanserlerine yakalanma ihtimallerinin toplamından daha fazladır.
Sağlıklı yaşam için düzenli fiziksel aktivitede bulunmak, vücut ağırlığını korumak, beslenmede sebze oranı yüksek yağ oranı düşük kalorili besinleri tercih etmek ve düzenli aralıklarla sağlık kontrollerinin yapılması önem arz etmektedir.